ELÇİLERİN İŞLERİ 16:1-40

ELÇİLERİN İŞLERİ 16:1-40 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)

Pavlus, Derbe ve Listra'ya da uğradı. Listra'da Timoteos adında bir İsa öğrencisi vardı. Annesi imanlı bir Yahudi, babası ise Grek'ti. Listra ve Konya'daki kardeşler ondan övgüyle söz ediyorlardı. Timoteos'u kendisiyle birlikte götürmek isteyen Pavlus, oralarda bulunan Yahudiler yüzünden onu sünnet ettirdi. Çünkü hepsi, babasının Grek olduğunu biliyordu. Kent kent dolaşarak Yeruşalim'deki elçilerle ihtiyarların aldığı kararları imanlılara iletiyor, bunlara uymalarını istiyorlardı. Böylelikle toplulukların imanı güçleniyor ve sayıları günden güne artıyordu. Kutsal Ruh'un, Tanrı sözünü Asya İli'nde yaymalarını engellemesi üzerine Pavlus'la arkadaşları Frikya ve Galatya bölgesinden geçtiler. Misya sınırına geldiklerinde Bitinya bölgesine geçmek istediler. Ama İsa'nın Ruhu onlara izin vermedi. Bunun üzerine Misya'dan geçip Troas Kenti'ne gittiler. O gece Pavlus bir görüm gördü. Önünde Makedonyalı bir adam durmuş, ona yalvarıyordu: “Makedonya'ya geçip bize yardım et” diyordu. Pavlus'un gördüğü bu görümden sonra hemen Makedonya'ya gitmenin bir yolunu aradık. Çünkü Tanrı'nın bizi, Müjde'yi oradakilere duyurmaya çağırdığı sonucuna varmıştık. Troas'tan denize açılıp doğru Semadirek Adası'na, ertesi gün de Neapolis'e gittik. Oradan da Filipi'ye geçtik. Burası bir Roma yerleşim merkezi ve Makedonya'nın o bölgesinde önemli bir kentti. Birkaç gün bu kentte kaldık. Şabat Günü kent kapısından çıkıp ırmak kıyısına gittik. Orada bir dua yeri olacağını düşünüyorduk. Oturduk, orada toplanmış kadınlarla konuşmaya başladık. Bizi dinleyenler arasında Tiyatira Kenti'nden Lidya adında bir kadın vardı. Mor kumaş ticareti yapan Lidya, Tanrı'ya tapan biriydi. Pavlus'un söylediklerine kulak vermesi için Rab onun yüreğini açtı. Lidya, ev halkıyla birlikte vaftiz olduktan sonra bizi evine çağırdı. “Beni Rab'bin bir inanlısı kabul ediyorsanız, gelin, evimde kalın” dedi ve bizi razı etti. Bir gün biz dua yerine giderken, karşımıza, falcılık ruhuna tutulmuş köle bir kız çıktı. Bu kız, gelecekten haber vererek efendilerine bir hayli kazanç sağlıyordu. Pavlus'u ve bizleri izleyerek, “Bu adamlar yüce Tanrı'nın kullarıdır, size kurtuluş yolunu bildiriyorlar!” diye bağırıp durdu. Ve günlerce sürdürdü bunu. Sonunda, bundan çok rahatsız olan Pavlus arkasına dönerek ruha, “İsa Mesih'in adıyla, bu kızın içinden çıkmanı buyuruyorum” dedi. Ruh hemen kızın içinden çıktı. Kızın efendileri, kazanç umutlarının yok olduğunu görünce Pavlus'la Silas'ı yakalayıp çarşı meydanına, yetkililerin önüne sürüklediler. Onları yargıçların karşısına çıkartarak, “Bu adamlar Yahudi'dir” dediler, “Kentimizi altüst ettiler. Biz Romalılar için benimsenmesi ve uygulanması yasak birtakım töreler yayıyorlar.” Halk da Pavlus'la Silas'a yapılan saldırıya katıldı. Yargıçlar onların giysilerini yırtıp sıyırarak değnekle dövülmeleri için buyruk verdi. Onları iyice dövdürdükten sonra hapse attılar. Zindancıya, onları sıkı güvenlik altında tutmasını buyurdular. Bu buyruğu alan zindancı onları hapishanenin iç bölmesine atarak ayaklarını tomruğa vurdu. Gece yarısına doğru Pavlus'la Silas dua ediyor, Tanrı'yı ilahilerle yüceltiyorlardı. Öbür tutuklular da onları dinliyordu. Birdenbire öyle şiddetli bir deprem oldu ki, tutukevi temelden sarsıldı. Bir anda bütün kapılar açıldı, herkesin zincirleri çözüldü. Zindancı uyandı. Zindan kapılarını açık görünce kılıcını çekip canına kıymak istedi. Çünkü tutukluların kaçtığını sanmıştı. Ama Pavlus yüksek sesle, “Canına kıyma, hepimiz buradayız!” diye seslendi. Zindancı ışık getirtip içeri daldı. Titreyerek Pavlus'la Silas'ın önünde yere kapandı. Onları dışarı çıkararak, “Efendiler, kurtulmak için ne yapmam gerekir?” diye sordu. Onlar, “Rab İsa'ya iman et, sen de ev halkın da kurtulursunuz” dediler. Sonra kendisine ve ev halkının hepsine Rab'bin sözünü bildirdiler. Gecenin o saatinde zindancı onları götürüp yaralarını yıkadı. Sonra hem kendisi hem ev halkı hemen vaftiz oldu. Pavlus'la Silas'ı evine götürerek sofra kurdu. Tanrı'ya inanmak, onu ve evindekilerin hepsini sevince boğmuştu. Gün doğunca yargıçlar görevlileri göndererek, “O adamları serbest bırak” dediler. Zindancı bu sözleri Pavlus'a iletti. “Yargıçlar serbest bırakılmanız için haber gönderdi. Şimdi çıkabilirsiniz, esenlikle gidin” dedi. Ama Pavlus görevlilere şöyle dedi: “Roma vatandaşı olduğumuz halde, bizi yargılamadan herkesin önünde dövüp hapse attılar. Şimdi bizi gizlice mi kovacaklar? Olmaz böyle şey! Kendileri gelsinler, bizi alıp çıkarsınlar!” Görevliler bu sözleri yargıçlara iletti. Yargıçlar, Pavlus'la Silas'ın Roma vatandaşı olduğunu duyunca korktular. Gelip özür dilediler. Sonra onları dışarı çıkararak kentten ayrılmalarını rica ettiler. Pavlus'la Silas zindandan çıkınca Lidya'nın evine gittiler. Kardeşlerle görüşüp onları yüreklendirdikten sonra oradan ayrıldılar.

ELÇİLERİN İŞLERİ 16:1-40 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)

V E Pavlus Derbe ve Listraya da geldi; ve işte, orada iman etmiş bir Yahudi kadının oğlu, Timoteos denilen bir şakirt vardı; fakat babası Yunanlı idi. Listrada ve Konyada bulunan kardeşler tarafından bu adam için iyi şehadet olunuyordu. Pavlus kendisile beraber gelmesini istedi; ve o taraflarda olan Yahudilerden ötürü onu alıp sünnet etti; çünkü babası Yunanlı olduğunu hepsi biliyorlardı. Ve şehirlerden geçip giderlerken, Yeruşalimdeki resuller ve ihtiyarlar tarafından kararlaştırılmış olan kaideleri tutsunlar diye onlara veriyorlardı. İmdi kiliseler imanda kuvvet bulmakta, günden güne sayıca çoğalmakta idi. Ruhülkudüs tarafından Asyada kelâmı söylemekten menedilmiş olduklarından Frikya ve Galatya diyarından geçtiler; Misya karşısına geldikleri zaman Bitinyaya gitmeğe çalıştılar; ve İsanın Ruhu onlara izin vermedi; Misyadan geçip Troasa indiler. Geceleyin Pavlus bir rüyet gördü; Makedonyalı bir adam duruyordu, ve kendisine yalvarıp: Makedonyaya geçerek bize yardım et, diyordu. Ve rüyeti gördüğü zaman, onlara incili müjdelemek için Allahın bizi çağırdığını çıkararak hemen Makedonyaya gitmeğe çalıştık. Troastan yelken açıp doğruca Samotrakiye, ve ertesi gün Neapolise; ve oradan Makedonya eyaletinin birinci şehri ve bir Roma müstameresi olan Filipiye geldik; ve bu şehirde bir kaç gün geçirdik. Sebt günü şehir kapısından dışarı çıkıp ırmak kenarına geldik; orada bir dua yeri olduğunu sanıyorduk; ve oturup toplanmış olan kadınlara söyledik. Tiyatira şehrinden erguvanî satıcısı, ve Allaha tapan Lidya adlı bir kadın bizi dinledi; Pavlus tarafından söylenenlere dikkat etmesi için Rab onun yüreğini açtı. Evi halkı ile beraber vaftiz olununca, kadın yalvarıp dedi: Eğer beni Rabbe sadık saydınızsa, evime girin, ve orada kalın. Ve bizi zorladı. Ve vaki oldu ki, biz dua yerine giderken, kendisinde falcı ruhu olan ve gaipten haber vererek efendilerine çok kazanç getiren bir hizmetçi kız bize rastgeldi. Kız, Pavlusun ve bizim ardımızca yürüyerek: Bu adamlar Yüce Allahın kullarıdır, size kurtuluş yolunu ilân ediyorlar, diye bağırıyordu. Ve bir çok günler bunu yaptı. Fakat Pavlus çok sıkılarak dönüp ruha dedi: Ondan çıkmanı sana İsa Mesih ismile emrediyorum. Ve hemen o saatte ruh çıktı. Kazanç ümitlerinin elden gittiğini kızın efendileri görünce, Pavlus ile Silası tutup çarşı meydanına reislerin önüne sürüklediler, ve onları hâkimlere getirdikleri zaman, dediler: Bu adamlar Yahudidir, ve şehrimizi çok karıştırıyorlar, ve Romalı olan bizlere kabul etmek ve yapmak caiz olmıyan âdetler ilân ediyorlar. Ve onlara karşı halk birlikte ayaklandılar; ve hâkimler onların esvaplarını yırtıp çıkararak değnekle dövmelerini emrettiler. Ve kendilerine çok değnek vurduktan sonra, zindana atıp onları sıkıca gözetmesini zindancıya emrettiler; o da, böyle emir aldığından, onları iç zindana atıp ayaklarını tomruğa vurdu. Gece yarısına doğru Pavlus ve Silas dua ediyorlar ve Allaha ilâhiler okuyorlardı, mahpuslar da onları dinlemekte idiler. Ansızın büyük bir zelzele oldu, öyle ki, zindanın temelleri sarsıldı; ve hemen bütün kapılar açıldı; ve herkesin bağları çözüldü. Zindancı uyanıp zindan kapılarını açılmış görerek kılıcını çekti, mahpusların kaçmış olduklarını sanıp kendini öldürmek üzre idi. Fakat Pavlus yüksek sesle bağırıp dedi: Kendine kıyma; çünkü hepimiz buradayız. Zindancı ışık istiyip içeri atıldı, titriyerek Pavlus ve Silasın önünde yere kapandı, ve onları dışarı çıkarıp dedi: Efendiler, kurtulmak için ne etmeliyim? Onlar da dediler: Rab İsaya iman et, ve evin halkı ile sen de kurtulursun. Bütün evindekiler ile kendisine Rab sözünü söylediler. Ve gecenin o saatinde onları alıp yaralarını yıkadı ve hemen kendisi ve bütün evi halkı vaftiz olundu. Ve Allaha iman etmiş olarak onları kendi evine çıkarıp önlerine sofra kurdu, ve bütün evile beraber çok sevindi. Gündüz olunca, hâkimler: Bu adamları salıver, diye çavuşları gönderdiler. Ve zindancı şu sözleri Pavlusa bildirdi: Hâkimler sizi salıvermek için gönderdiler; bundan ötürü şimdi çıkın, selâmetle gidin. Fakat Pavlus onlara dedi: Romalı olan bizleri mahkûm etmeden halkın önünde dövüp zindana attılar; ve şimdi bizi gizlice mi dışarı atıyorlar? Bu olmaz; kendileri gelsinler de bizi çıkarsınlar. Çavuşlar bu sözleri hâkimlere bildirdiler; Romalı olduklarını hâkimler işitince, korktular; gelip onlara yalvardılar; ve kendilerini çıkarıp şehirden gitmelerini dilediler. Zindandan çıkınca Lidyanın evine girdiler; ve kardeşleri görüp onları teselli ettiler ve gittiler.

ELÇİLERİN İŞLERİ 16:1-40 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)

Pavlus Derbe ve Listra'ya uğradı. Listra'da Timoteos adlı bir öğrenci vardı. İman etmiş Yahudi bir kadınla Yunanlı bir babanın oğluydu. Listra'da ve Konya'da bulunan kardeşler onun için olumlu tanıklık ediyorlardı. Pavlus onun kendisiyle birlikte gelmesini istedi. Yörede yaşayan Yahudiler Timoteos'un babasının Yunanlı olduğunu bildiklerinden, Pavlus onu sünnet ettirdi. Yolları üzerindeki kentlerden geçerken, inanlılara Yeruşalim'deki haberciler ve İhtiyarlar tarafından kararlaştırılan temel kuralları bildirdiler, bunları uygulamalarını istediler. Böylece kiliseler giderek imanda güçlendi, sayıları günden güne arttı. Onlar Frikya ve Galatya bölgesinden geçtikten sonra, Kutsal Ruh Tanrı'nın sözünü Asya bölgesinde yaymalarını engelledi. Misiya sınırlarına ulaşınca, Bitinya bölgesine girmek istedilerse de, İsa'nın Ruhu onları bırakmadı. Misiya'yı geçerek Troas'a indiler. Geceleyin Pavlus'a bir görüm geldi. Makedonyalı bir adam önünde durmuş ona yalvarıyor, “Makedonya'ya gel, bize yardım et!” diyordu. Pavlus bu görümü alınca, biz hemen Makedonya'ya gitmenin yolunu aradık. Tanrı'nın Sevindirici Haber'i onlara müjdelemek için bizleri çağırdığı sonucuna vardık. Troas'tan açılıp Samotrakya doğrultusunda denizi aştık. Bir gün sonra Neapolis'e ulaştık. Buradan Filipi'ye gittik. Burası Makedonya bölgesinin önde gelen bir kenti ve Romalılar'ın kurduğu bir kolonidir. Bu kentte birkaç gün kaldık. Şabat Günü kent kapısından çıkıp ırmak kıyısına gittik. Burada bir dua toplantısı olabileceğini düşündük. Oturup orada toplanan kadınlarla konuştuk. Dinleyicilerden biri Tanrı'ya tapan, Lidya adında, mesleği mor kumaş satıcılığı olan Tiyatiralı bir kadındı. Rab onun yüreğini Pavlus'un söylediği sözlere önem vermesi için açtı. Lidya ev halkıyla birlikte vaftiz edilince, yalvararak şöyle dedi: “Eğer beni Rab'be iman etmiş sayıyorsanız, evime buyurun, orada kalın.” Ve üsteleyerek dileğini kabul ettirdi. Bir gün dua etmeye giderken falcılık ruhu taşıyan köle bir kıza rastladık. Kız falcılık ederek efendilerine bol para kazandırıyordu. Pavlus'u ve bizleri izleyerek, “Bu insanlar yüce Tanrı'nın kullarıdır” diye bağırıyordu, “Size kurtuluş yolunu bildiriyorlar!” Günlerce böyle bağırdı durdu. Buna sıkılan Pavlus dönüp ruhu azarladı: “İsa Mesih'in adıyla sana buyuruyorum, ondan ayrıl!” Ruh o anda kızdan ayrıldı. Kızın efendileri kazanç kaynaklarını yitirdiklerini görünce, Pavlus'la Silas'ı tuttukları gibi çarşı meydanına, yöneticilerin önüne sürüklediler. Onları yargıçlara getirerek, “Bu insanlar Yahudi'dir” dediler, “Kentimizde kargaşalık çıkarıyorlar. Romalı olan bizlerin benimseyip uygulayamayacağımız töreler bildiriyorlar.” Halk da onlara karşı saldırıya katıldı. Yargıçlar Pavlus'la Silas'ın giysilerinin çıkartılmasını ve sopayla dövülmelerini buyurdu. Onları amansızca dövdükten sonra cezaevine attılar. Gardiyana onları sıkı gözetim altında tutması için kesin buyruk verdiler. Gardiyan buyruğu duyunca adamları hücreye tıktı, ayaklarını delikli ağır tahtalarla kenetledi. Gece yarısı dolaylarında Pavlus'la Silas dua ediyor, Tanrı'ya ilahi söylüyorlardı. Tutuklular da onları dinliyordu. Ansızın cezaevinin temellerini sarsacak kadar güçlü bir deprem oldu. Bir anda tüm kapılar açıldı, tüm tutukluların bağlı olduğu bağlar gevşedi. Gardiyan uyandı. Cezaevinin kapılarını açılmış görünce kılıcını çekti, kendini öldürmek istedi. Çünkü tutukluların kaçtığını sanmıştı. Ama Pavlus yüksek sesle, “Kendine kötülük etme” diye bağırdı, “Çünkü hepimiz buradayız.” Gardiyan ışık istedi ve içeriye koştu. Korkudan tir tir titreyerek Pavlus'la Silas'ın önünde yere kapandı. Onları dışarıya çıkarıp, “Efendiler” dedi, “Kurtulmak için ne yapmalıyım?” Onlar, “Rab İsa'ya iman et, kurtulacaksın” dediler, “Sen de, ev halkın da.” Ona ve evindeki herkese Tanrı'nın sözünü söylediler. Gardiyan gecenin o geç saatinde onları alıp yaralarını yıkadı. Hem kendisi hem de tüm ev halkı hemen vaftiz edildi. Bundan sonra onları evine getirdi, sofra kurdu. Tüm ailesiyle birlikte Tanrı'ya iman etmenin sevincini yaşadı. Sabah olunca yargıçlar görevlileri göndererek, “O adamları salıverin” dediler. Gardiyan bu haberi Pavlus'a iletti: “Yargıçlar salıverilmeniz için haber gönderdi. Onun için artık kalkın, esenlikle yolunuza koyulun.” Ama Pavlus görevlilere şunları söyledi: “Roma uyruklu olan bizleri suçlu bulmamalarına karşın, herkesin gözü önünde dövüp cezaevine attılar. Şimdi de gizlice bizi dışarıya çıkarmak istiyorlar. Hayır! Böyle iş olmaz. Kendileri gelip bizi serbest bıraksınlar.” Görevliler bu sözleri yargıçlara ilettiler. Yargıçlar adamların Roma uyruklu olduklarını duyunca korktular. Gelip onlardan özür dileyerek serbest bıraktılar ve kentten gitmeleri için yalvardılar. Pavlus'la Silas cezaevinden çıkınca Lidya'nın evine uğradılar. Orada kardeşleri gördüler, onlara öğüt verdikten sonra Filipi'den ayrıldılar.

YouVersion, deneyiminizi kişiselleştirmek için tanımlama bilgileri kullanır. Web sitemizi kullanarak, Gizlilik Politikamızda açıklandığı şekilde çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz