2.KRALLAR 6:24-33
2.KRALLAR 6:24-33 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)
Bir süre sonra, Aram Kralı Ben-Hadat bütün ordusunu toplayıp İsrail'e girdi ve Samiriye'yi kuşattı. Samiriye'de büyük bir kıtlık oldu. Kuşatma sonunda bir eşek kellesinin fiyatı seksen şekel gümüşe, dörtte bir kav güvercin gübresinin fiyatı ise beş şekel gümüşe çıktı. İsrail Kralı surların üzerinde yürürken, bir kadın, “Efendim kral, bana yardım et!” diye seslendi. Kral, “RAB sana yardım etmiyorsa, ben nasıl yardım edebilirim ki?” diye karşılık verdi, “Buğday mı, yoksa şarap mı istersin? Derdin ne?” Kadın şöyle yanıtladı: “Geçen gün şu kadın bana dedi ki, ‘Oğlunu ver, bugün yiyelim, yarın da benim oğlumu yeriz.’ Böylece oğlumu pişirip yedik. Ertesi gün ona, ‘Oğlunu ver de yiyelim’ dedim. Ama o, oğlunu gizledi.” Kadının bu sözlerini duyan kral giysilerini yırttı. Surların üzerinde yürürken, halk onun giysilerinin altına çul giydiğini gördü. Kral, “Eğer bugün Şafat oğlu Elişa'nın başı yerinde kalırsa, Tanrı bana aynısını, hatta daha kötüsünü yapsın!” dedi. Elişa o sırada halkın ileri gelenleriyle birlikte evinde oturuyordu. Kral önden bir haberci gönderdi. Ama daha haberci gelmeden, Elişa ileri gelenlere, “Görüyor musunuz caniyi?” dedi, “Kalkmış, başımı kestirmek için adam gönderiyor! Haberci geldiğinde kapıyı kapayın, onu içeri almayın. Çünkü ardından efendisi kral da gelecek.” Elişa konuşmasını bitirmeden, haberci yanına geldi ve, “Bu felaket RAB'dendir” dedi, “Neden hâlâ RAB'bi bekleyeyim?”
2.KRALLAR 6:24-33 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)
Ve bu şeylerden sonra vaki oldu ki, Suriye kıralı Ben-hadad bütün ordusunu toplayıp çıktı, ve Samiriyeyi kuşattı. Ve Samiriyede büyük kıtlık oldu; ve işte, bir eşek başı seksen şekel gümüşe, ve bir kabın dörtte biri güvercin tersi beş şekel gümüşe çıkıncıya kadar şehri kuşattılar. Ve İsrail kıralı duvar üzerinden geçiyordu, ve bir kadın ona bağırıp dedi: Efendim kıral, yardım et! Ve dedi: RAB sana yardım etmezse, ben sana nereden yardım edeyim? harmandan mı, yoksa mâsaradan mı? Ve kıral ona dedi: Nen var? Ve dedi: Bu kadın bana demişti: Oğlunu ver de bugün yiyelim, benim oğlumu da yarın yeriz. Ve oğlumu pişirdik ve onu yedik; ve ertesi gün ona dedim: Sen oğlunu ver de onu yiyelim; fakat oğlunu gizledi. Ve vaki oldu ki, kıral kadının sözlerini işitince esvabını yırttı (ve o duvar üzerinden geçiyordu); ve kavm gördü, ve işte, içten bedeni üzerinde çul vardı. Ve dedi: Eğer bugün Şafatın oğlu Elişanın başı kendi üzerinde kalırsa, Allah bana böylesini ve daha ziyadesini yapsın. Ve Elişa evinde oturuyordu, ve ihtiyarlar onunla beraber oturuyorlardı; ve kıral kendi önünden bir adam gönderdi; fakat ulak onun yanına gelmeden Elişa ihtiyarlara dedi: Görüyor musunuz, benim başımı almak için nasıl bu katilin oğlu adam gönderdi? bakın, ulak gelince kapıyı kapayın, ve onu kapı ile itin; efendisinin ayaklarının sesi onun arkasında değil mi? Ve onlarla henüz söyleşmekte iken, işte, ulak onun yanına indi; ve o dedi: İşte, bu belâ RABDENDİR: niçin daha RABBİ bekliyeyim?
2.KRALLAR 6:24-33 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)
Bir süre sonra, Aram Kralı Ben-Hadat bütün ordusunu toplayıp İsrail'e girdi ve Samiriye'yi kuşattı. Samiriye'de büyük bir kıtlık oldu. Kuşatma sonunda bir eşek kellesinin fiyatı seksen şekel gümüşe, dörtte bir kav güvercin gübresinin fiyatı ise beş şekel gümüşe çıktı. İsrail Kralı surların üzerinde yürürken, bir kadın, “Efendim kral, bana yardım et!” diye seslendi. Kral, “RAB sana yardım etmiyorsa, ben nasıl yardım edebilirim ki?” diye karşılık verdi, “Buğday mı, yoksa şarap mı istersin? Derdin ne?” Kadın şöyle yanıtladı: “Geçen gün şu kadın bana dedi ki, ‘Oğlunu ver, bugün yiyelim, yarın da benim oğlumu yeriz.’ Böylece oğlumu pişirip yedik. Ertesi gün ona, ‘Oğlunu ver de yiyelim’ dedim. Ama o, oğlunu gizledi.” Kadının bu sözlerini duyan kral giysilerini yırttı. Surların üzerinde yürürken, halk onun giysilerinin altına çul giydiğini gördü. Kral, “Eğer bugün Şafat oğlu Elişa'nın başı yerinde kalırsa, Tanrı bana aynısını, hatta daha kötüsünü yapsın!” dedi. Elişa o sırada halkın ileri gelenleriyle birlikte evinde oturuyordu. Kral önden bir haberci gönderdi. Ama daha haberci gelmeden, Elişa ileri gelenlere, “Görüyor musunuz caniyi?” dedi, “Kalkmış, başımı kestirmek için adam gönderiyor! Haberci geldiğinde kapıyı kapayın, onu içeri almayın. Çünkü ardından efendisi kral da gelecek.” Elişa konuşmasını bitirmeden, haberci yanına geldi ve, “Bu felaket RAB'dendir” dedi, “Neden hâlâ RAB'bi bekleyeyim?”