2.KRALLAR 4:8-37

2.KRALLAR 4:8-37 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)

Elişa bir gün Şunem'e gitti. Orada zengin bir kadın vardı. Elişa'yı yemeğe alıkoydu. O günden sonra Elişa ne zaman Şunem'e gitse, yemek için oraya uğradı. Kadın kocasına, “Bize sık sık gelen bu adamın kutsal bir Tanrı adamı olduğunu anladım” dedi, “Gel, damda onun için küçük bir oda yapalım; içine yatak, masa, sandalye, bir de kandil koyalım. Bize geldiğinde orada kalsın.” Bir gün Elişa geldi, yukarı odaya çıkıp uzandı. Uşağı Gehazi'ye, “Şunemli kadını çağır” dedi. Gehazi kadını çağırdı. Kadın gelince, Elişa Gehazi'ye şöyle dedi: “Ona de ki, ‘Bizim için katlandığın bunca zahmetlere karşılık ne yapabilirim? Senin için kralla ya da ordu komutanıyla konuşayım mı?’ ” Kadın, “Ben halkımın arasında mutlu yaşıyorum” diye karşılık verdi. Elişa, “Öyleyse ne yapabilirim?” diye sordu. Gehazi, “Kadının oğlu yok, kocası da yaşlı” diye yanıtladı. Bunun üzerine Elişa, “Kadını çağır” dedi. Gehazi kadını çağırdı. Kadın gelip kapının eşiğinde durdu. Elişa, kadına, “Gelecek yıl bu zaman kucağında bir oğlun olacak” dedi. Kadın, “Olamaz, efendim!” diye karşılık verdi, “Sen ki bir Tanrı adamısın, lütfen kuluna yalan söyleme!” Ama kadın gebe kaldı ve bir yıl sonra, Elişa'nın söylediği günlerde bir oğul doğurdu. Çocuk büyüdü. Bir gün orakçıların başında bulunan babasının yanına gitti. “Başım ağrıyor, başım!” diye bağırmaya başladı. Babası uşağına, “Onu annesine götür” dedi. Uşak çocuğu alıp annesine götürdü. Çocuk öğlene kadar annesinin dizlerinde yattıktan sonra öldü. Annesi onu yukarı çıkardı, Tanrı adamının yatağına yatırdı, sonra kapıyı kapayıp dışarıya çıktı. Kocasını çağırıp şöyle dedi: “Lütfen bir eşekle birlikte uşaklarından birini bana gönder. Tanrı adamının yanına gitmeliyim. Hemen dönerim.” Kocası, “Neden bugün gidiyorsun?” dedi, “Ne Yeni Ay, ne de Şabat bugün.” Kadın, “Zarar yok” karşılığını verdi. Eşeğe palan vurup uşağına, “Haydi yürü, ben sana söylemedikçe yavaşlama” dedi. Karmel Dağı'na varıp Tanrı adamının yanına çıktı. Tanrı adamı, kadını uzaktan görünce, uşağı Gehazi'ye, “Bak, Şunemli kadın geliyor!” dedi, “Haydi koş, onu karşıla, ‘Nasılsın, kocanla oğlun nasıllar?’ diye sor.” Kadın Gehazi'ye, “Herkes iyi” dedi. Kadın dağa çıkıp Tanrı adamının yanına varınca, onun ayaklarına sarıldı. Gehazi kadını uzaklaştırmak istediyse de Tanrı adamı, “Kadını rahat bırak!” dedi, “Çünkü acı çekiyor. RAB bunun nedenini benden gizledi, açıklamadı.” Kadın ona, “Efendim, ben senden çocuk istedim mi?” dedi, “Beni umutlandırma demedim mi?” Elişa Gehazi'ye, “Hemen kemerini kuşan, değneğimi al, koş” dedi, “Biriyle karşılaşırsan selam verme, biri seni selamlarsa karşılık verme. Git, değneğimi çocuğun yüzüne tut.” Çocuğun annesi, “Yaşayan RAB'bin adıyla başın üzerine ant içerim ki, senden ayrılmayacağım” dedi. Sonra Gehazi'yle birlikte yola çıktı. Gehazi önden gidip değneği çocuğun yüzüne tuttu, ama ne bir ses vardı, ne de bir yanıt. Bunun üzerine Gehazi geri dönüp Elişa'yı karşıladı ve ona, “Çocuk dirilmedi” diye haber verdi. Elişa eve vardığında, çocuğu yatağında ölü buldu. İçeri girdi, kapıyı kapayıp RAB'be yalvarmaya başladı. Sonra ağzı çocuğun ağzının, gözleriyle elleri de çocuğun gözleriyle ellerinin üzerine gelecek biçimde yatağa, çocuğun üzerine kapandı. Çocuğun bedeni ısınmaya başladı. Elişa kalkıp odanın içinde sağa sola gezindi, sonra yine dönüp çocuğun üzerine kapandı. Çocuk yedi kez aksırdı ve gözlerini açtı. Elişa Gehazi'ye, “Şunemli kadını çağır” diye seslendi. Gehazi kadını çağırdı. Kadın gelince, Elişa, “Al oğlunu” dedi. Kadın Elişa'nın ayaklarına kapandı, yerlere kadar eğildi, sonra çocuğunu alıp gitti.

2.KRALLAR 4:8-37 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)

Ve günün birinde vaki oldu ki, Elişa Şuneme geçiyordu, ve orada büyük bir kadın vardı; ve kadın onu ekmek yemeğe zorladı. Ve öyle oldu ki, her geçtikçe ekmek yemek için oraya uğrardı. Ve kadın kocasına dedi: İşte, daima yanımızdan geçen bu adamın mukaddes bir Allah adamı olduğunu anladım. Haydi, onun için duvar üzerinde küçük bir yukarı kat odası yapalım; ve oraya kendisi için yatak ve sofra, ve iskemle, ve şamdan koyalım; ve vaki olacak ki, bize geldiği zaman oraya girer. Ve günün birinde vaki oldu ki, oraya geldi, ve yukarı kattaki odaya girip orada yattı. Ve uşağı Gehaziye dedi: Bu Şunemli kadını çağır. Ve onu çağırdı, ve kadın onun önünde durdu. Ve uşağına dedi: Şimdi kadına söyle: İşte, bizim için bütün bu zahmeti çekmişsin; senin için yapılacak ne var? senin için kırala mı söylemeli, yoksa ordu başbuğuna mı? Ve kadın dedi: Ben kendi kavmım arasında oturuyorum. Ve dedi: Öyle ise onun için yapılacak ne var? Ve Gehazi dedi: Gerçek oğlu yoktur, kocası da yaşlıdır. Ve dedi: Kadını çağır. Ve onu çağırdı, ve kadın kapıda durdu. Ve dedi: Bir yıl sonra, bu mevsimde, kucağında bir oğlun olacak. Ve kadın dedi: Hayır, efendim Allah adamı, cariyene yalan söyleme. Ve kadın gebe kaldı, ve Elişanın kendisine söylemiş olduğu gibi bir yıl sonra, o mevsimde bir oğul doğurdu. Ve çocuk büyüdü, ve günün birinde vaki oldu ki, babasına, orakçıların yanına çıktı. Ve babasına: Başım, başım! dedi. Ve babası uşağa: Onu anasına götür, dedi. Ve onu alıp anasına götürdü, ve öğleye kadar anasının dizleri üzerinde kaldı, ve öldü. Ve anası yukarı çıktı, ve onu Allah adamının yatağı üzerine yatırdı, ve üzerine kapıyı kapayıp çıktı. Ve kocasını çağırıp dedi: Rica ederim, bana uşaklarından birile eşeklerin birini gönder, ve Allah adamına koşayım ve döneyim. Ve dedi: Niçin bugün ona gidiyorsun? ay başı değil, ve Sebt günü değil. Ve kadın dedi: Merak etme. Ve eşeğe palan vurup uşağına dedi: Sür ve yürü; ben sana söylemedikçe benden ötürü hayvanı sürmekten geri durma. Ve gitti, ve Karmel dağına, Allah adamının yanına vardı. Ve vaki oldu ki, Allah adamı kadını uzaktan görünce uşağı Gehaziye dedi: İşte, Şunemli kadın orada, şimdi, haydi onu karşılamağa koş, ve ona de: Nasıl, iyi misin? kocan iyi mi? çocuk iyi mi? Ve kadın: İyi, dedi. Ve dağa Allah adamının yanına geldi, ve onun ayaklarına sarıldı. Ve Gehazi onu itmek için yaklaştı, ve Allah adamı dedi: Bırak; çünkü onun içinde canı acıklıdır; ve RAB benden gizledi, ve bana bildirmedi. Ve kadın dedi: Ben efendimden oğul istedim mi? Beni aldatma, demedim mi? Ve Elişa Gehaziye dedi: Belini kuşat, ve benim değneğimi eline al, ve git; bir adama rast gelirsen, onu selâmlama; ve biri seni selâmlarsa, ona cevap verme: ve değneğimi çocuğun yüzünün üzerine koy, Ve çocuğun anası dedi: Hay olan RABBİN hakkı için, ve senin canının hayatı hakkı için, seni bırakmam. Ve kalkıp kadının ardınca gitti. Ve Gehazi onların önünde ileri geçmişti, ve değneği çocuğun yüzünün üzerine koymuştu; fakat ses yok ve işitme yoktu. Ve onu karşılamağa döndü, ve kendisine bildirip dedi: Çocuk uyanmadı. Ve Elişa eve girdi, ve işte, çocuk ölmüştü, ve onun yatağı üzerine yatırılmıştı. Ve girip kapıyı kendi üzerlerine kapadı, ve RABBE yalvardı. Ve çıkıp çocuğun üzerine yattı, ve ağzını onun ağzı üzerine, ve gözlerini onun gözleri üzerine, ve avuçlarını onun avuçları üzerine koydu ve üzerine uzandı: ve çocuğun bedeni ısındı. Ve döndü, ve evde bir bu yana, bir o yana yürüdü, ve yukarı çıkıp onun üzerine uzandı ve çocuk yedi kere aksırdı, ve çocuk gözlerini açtı. Ve Gehaziyi çağırıp dedi: O Şunemli kadını çağır. Ve onu çağırdı. Ve kadın onun yanına geldi. Ve Elişa: Al oğlunu, dedi. Ve kadın gelip onun ayaklarına düştü, ve yere kadar iğildi; ve oğlunu alıp çıktı.

2.KRALLAR 4:8-37 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)

Elişa bir gün Şunem'e gitti. Orada zengin bir kadın vardı. Elişa'yı yemeğe alıkoydu. O günden sonra Elişa ne zaman Şunem'e gitse, yemek için oraya uğradı. Kadın kocasına, “Bize sık sık gelen bu adamın kutsal bir Tanrı adamı olduğunu anladım” dedi, “Gel, damda onun için küçük bir oda yapalım; içine yatak, masa, sandalye, bir de kandil koyalım. Bize geldiğinde orada kalsın.” Bir gün Elişa geldi, yukarı odaya çıkıp uzandı. Uşağı Gehazi'ye, “Şunemli kadını çağır” dedi. Gehazi kadını çağırdı. Kadın gelince, Elişa Gehazi'ye şöyle dedi: “Ona de ki, ‘Bizim için katlandığın bunca zahmetlere karşılık ne yapabilirim? Senin için kralla ya da ordu komutanıyla konuşayım mı?’ ” Kadın, “Ben halkımın arasında mutlu yaşıyorum” diye karşılık verdi. Elişa, “Öyleyse ne yapabilirim?” diye sordu. Gehazi, “Kadının oğlu yok, kocası da yaşlı” diye yanıtladı. Bunun üzerine Elişa, “Kadını çağır” dedi. Gehazi kadını çağırdı. Kadın gelip kapının eşiğinde durdu. Elişa, kadına, “Gelecek yıl bu zaman kucağında bir oğlun olacak” dedi. Kadın, “Olamaz, efendim!” diye karşılık verdi, “Sen ki bir Tanrı adamısın, lütfen kuluna yalan söyleme!” Ama kadın gebe kaldı ve bir yıl sonra, Elişa'nın söylediği günlerde bir oğul doğurdu. Çocuk büyüdü. Bir gün orakçıların başında bulunan babasının yanına gitti. “Başım ağrıyor, başım!” diye bağırmaya başladı. Babası uşağına, “Onu annesine götür” dedi. Uşak çocuğu alıp annesine götürdü. Çocuk öğlene kadar annesinin dizlerinde yattıktan sonra öldü. Annesi onu yukarı çıkardı, Tanrı adamının yatağına yatırdı, sonra kapıyı kapayıp dışarıya çıktı. Kocasını çağırıp şöyle dedi: “Lütfen bir eşekle birlikte uşaklarından birini bana gönder. Tanrı adamının yanına gitmeliyim. Hemen dönerim.” Kocası, “Neden bugün gidiyorsun?” dedi, “Ne Yeni Ay, ne de Şabat bugün.” Kadın, “Zarar yok” karşılığını verdi. Eşeğe palan vurup uşağına, “Haydi yürü, ben sana söylemedikçe yavaşlama” dedi. Karmel Dağı'na varıp Tanrı adamının yanına çıktı. Tanrı adamı, kadını uzaktan görünce, uşağı Gehazi'ye, “Bak, Şunemli kadın geliyor!” dedi, “Haydi koş, onu karşıla, ‘Nasılsın, kocanla oğlun nasıllar?’ diye sor.” Kadın Gehazi'ye, “Herkes iyi” dedi. Kadın dağa çıkıp Tanrı adamının yanına varınca, onun ayaklarına sarıldı. Gehazi kadını uzaklaştırmak istediyse de Tanrı adamı, “Kadını rahat bırak!” dedi, “Çünkü acı çekiyor. RAB bunun nedenini benden gizledi, açıklamadı.” Kadın ona, “Efendim, ben senden çocuk istedim mi?” dedi, “Beni umutlandırma demedim mi?” Elişa Gehazi'ye, “Hemen kemerini kuşan, değneğimi al, koş” dedi, “Biriyle karşılaşırsan selam verme, biri seni selamlarsa karşılık verme. Git, değneğimi çocuğun yüzüne tut.” Çocuğun annesi, “Yaşayan RAB'bin adıyla başın üzerine ant içerim ki, senden ayrılmayacağım” dedi. Sonra Gehazi'yle birlikte yola çıktı. Gehazi önden gidip değneği çocuğun yüzüne tuttu, ama ne bir ses vardı, ne de bir yanıt. Bunun üzerine Gehazi geri dönüp Elişa'yı karşıladı ve ona, “Çocuk dirilmedi” diye haber verdi. Elişa eve vardığında, çocuğu yatağında ölü buldu. İçeri girdi, kapıyı kapayıp RAB'be yalvarmaya başladı. Sonra ağzı çocuğun ağzının, gözleriyle elleri de çocuğun gözleriyle ellerinin üzerine gelecek biçimde yatağa, çocuğun üzerine kapandı. Çocuğun bedeni ısınmaya başladı. Elişa kalkıp odanın içinde sağa sola gezindi, sonra yine dönüp çocuğun üzerine kapandı. Çocuk yedi kez aksırdı ve gözlerini açtı. Elişa Gehazi'ye, “Şunemli kadını çağır” diye seslendi. Gehazi kadını çağırdı. Kadın gelince, Elişa, “Al oğlunu” dedi. Kadın Elişa'nın ayaklarına kapandı, yerlere kadar eğildi, sonra çocuğunu alıp gitti.

YouVersion, deneyiminizi kişiselleştirmek için tanımlama bilgileri kullanır. Web sitemizi kullanarak, Gizlilik Politikamızda açıklandığı şekilde çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz