2.KRALLAR 19:1-37

2.KRALLAR 19:1-37 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)

Kral Hizkiya olanları duyunca giysilerini yırttı, çul kuşanıp RAB'bin Tapınağı'na girdi. Saray sorumlusu Elyakim'i, Yazman Şevna'yı ve ileri gelen kâhinleri Amots oğlu Peygamber Yeşaya'ya gönderdi. Hepsi çul kuşanmıştı. Yeşaya'ya şöyle dediler: “Hizkiya diyor ki, ‘Bugün sıkıntı, azar ve utanç günü. Çünkü çocukların doğum vakti geldi, ama doğuracak güç yok. Yaşayan Tanrı'yı aşağılamak için efendisi Asur Kralı'nın gönderdiği komutanın söylediklerini belki Tanrın RAB duyar da duyduğu sözlerden ötürü onları cezalandırır. Bu nedenle sağ kalanlarımız için dua et.’ ” Yeşaya, Kral Hizkiya'dan gelen görevlilere şöyle dedi: “Efendinize şunları söyleyin: ‘RAB diyor ki, Asur Kralı'nın adamlarından benimle ilgili duyduğunuz küfürlerden korkma. Onun içine öyle bir ruh koyacağım ki, bir haber üzerine kendi ülkesine dönecek. Orada onu kılıçla öldürteceğim.’ ” Komutan, Asur Kralı'nın Lakiş'ten ayrılıp Livna'ya karşı savaştığını duydu. Krala danışmak için oraya gitti. Kûş Kralı Tirhaka'nın kendisiyle savaşmak üzere yola çıktığını haber alan Asur Kralı, Hizkiya'ya yine ulaklar göndererek şöyle dedi: “Yahuda Kralı Hizkiya'ya deyin ki, ‘Güvendiğin Tanrın, Yeruşalim Asur Kralı'nın eline teslim edilmeyecek diyerek seni aldatmasın. Asur krallarının bütün ülkelere neler yaptığını, onları nasıl yerle bir ettiğini duymuşsundur. Sen kurtulacağını mı sanıyorsun? Atalarımın yok ettiği ulusları –Gozanlılar'ı, Harranlılar'ı, Resefliler'i, Telassar'da yaşayan Edenliler'i– ilahları kurtarabildi mi? Hani nerede Hama ve Arpat kralları? Lair, Sefarvayim, Hena, İvva kralları nerede?’ ” Hizkiya mektubu ulakların elinden alıp okuduktan sonra RAB'bin Tapınağı'na çıktı. RAB'bin önünde mektubu yere yayarak şöyle dua etti: “Ey Keruvlar arasında taht kuran İsrail'in Tanrısı RAB, bütün dünya krallıklarının tek Tanrısı sensin. Yeri, göğü sen yarattın. Ya RAB, kulak ver de işit, gözlerini aç da gör, ya RAB; Sanherib'in söylediklerini, yaşayan Tanrı'yı nasıl aşağıladığını duy. Ya RAB, gerçek şu ki, Asur kralları birçok ulusu ve ülkelerini viraneye çevirdiler. İlahlarını yakıp yok ettiler. Çünkü onlar tanrı değil, insan eliyle biçimlendirilmiş tahta ve taşlardı. Ya RAB Tanrımız, şimdi bizi Sanherib'in elinden kurtar ki, bütün dünya krallıkları senin tek Tanrı olduğunu anlasın.” Bunun üzerine Amots oğlu Yeşaya, Hizkiya'ya şu haberi gönderdi: “İsrail'in Tanrısı RAB şöyle diyor: ‘Asur Kralı Sanherib'le ilgili olarak bana yalvardığın için diyorum ki, “ ‘Erden kız Siyon seni hor görüyor, Alay ediyor seninle. Yeruşalim kızı ardından alayla baş sallıyor. Sen kimi aşağıladın, kime küfrettin? Kime sesini yükselttin? İsrail'in Kutsalı'na tepeden baktın! Ulakların aracılığıyla Rab'bi aşağıladın. Bir sürü savaş arabamla dağların tepesine, Lübnan'ın doruklarına çıktım, dedin. Yüksek sedir ağaçlarını, seçme çamlarını kestim, Lübnan'ın en iç noktalarına, Gür ormanlarına ulaştım. Yabancı ülkelerde kuyular kazdım, sular içtim, Mısır'ın bütün kanallarını ayağımın tabanıyla kuruttum, dedin. “ ‘Bütün bunları çoktan yaptığımı, Çok önceden tasarladığımı duymadın mı? Surlu kentleri enkaz yığınlarına çevirmeni Şimdi ben gerçekleştirdim. O kentlerde yaşayanların kolu kanadı kırıldı. Yılgınlık ve utanç içindeydiler; Kır otuna, körpe filizlere, Damlarda büyümeden kavrulup giden ota döndüler. Senin oturuşunu, kalkışını, Ne zaman gidip geldiğini, Bana nasıl öfkelendiğini biliyorum. Bana duyduğun öfkeden, Kulağıma erişen küstahlığından ötürü Halkamı burnuna, gemimi ağzına takacak, Seni geldiğin yoldan geri çevireceğim. “ ‘Senin için belirti şu olacak, ey Hizkiya: Bu yıl kendiliğinden yetişeni yiyeceksiniz, İkinci yıl ise ardından biteni. Üçüncü yıl ekip biçin, Bağlar dikip ürününü yiyin. Yahudalılar'ın kurtulup sağ kalanları Yine aşağıya doğru kök salacak, Yukarıya doğru meyve verecek. Çünkü sağ kalanlar Yeruşalim'den, Kurtulanlar Siyon Dağı'ndan çıkacak. Her Şeye Egemen RAB'bin gayretiyle olacak bu.’ “Bundan dolayı RAB Asur Kralı'na ilişkin şöyle diyor: ‘Bu kente girmeyecek, ok atmayacak. Kente kalkanla yaklaşmayacak, Karşısında rampa kurmayacak. Geldiği yoldan dönecek ve kente girmeyecek’ diyor RAB, ‘Kendim için ve kulum Davut'un hatırı için Bu kenti savunup kurtaracağım’ diyor.” O gece RAB'bin meleği gidip Asur ordugahında yüz seksen beş bin kişiyi öldürdü. Ertesi sabah uyananlar salt cesetlerle karşılaştılar. Bunun üzerine Asur Kralı Sanherib ordugahını bırakıp çekildi. Ninova'ya döndü ve orada kaldı. Bir gün ilahı Nisrok'un tapınağında tapınırken, oğullarından Adrammelek'le Şareser, onu kılıçla öldürüp Ararat ülkesine kaçtılar. Yerine oğlu Esarhaddon kral oldu.

2.KRALLAR 19:1-37 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)

V E vaki oldu ki, kıral Hizkiya bunu işitince esvabını yırttı, ve çul sarınıp RABBİN evine girdi. Ve kıral evi üzerinde olan Elyakimi, ve kâtip Şebnayı, ve kâhinlerin ihtiyarlarını çul sarınmış olarak, Amotsun oğlu peygamber İşayaya gönderdi. Ve ona dediler: Hizkiya şöyle diyor: Bugün sıkıntı ve tektir, ve rüsvaylık günüdür; çünkü çocuklar doğum vaktine geldi, fakat doğuracak güç yok. Hay olan Allaha meydan okumak için efendisi Aşur kıralının gönderdiği Rabşakenin bütün sözlerini belki senin Allahın RAB işitir de, Allahın RABBİN işitmiş olduğu o sözleri cezalandırır; bundan dolayı elde bulunan geri kalanlar için dua et. Ve kıral Hizkiyanın kulları İşayaya geldiler. Ve İşaya onlara dedi: Efendinize şöyle söyliyeceksiniz: RAB şöyle diyor: Aşur kıralının uşaklarının bana sövmek için söyledikleri, işittiğin sözlerden ötürü korkma. İşte, onun içine bir ruh koyacağım, ve bir haber işitecek, ve kendi memleketine dönecek; ve onu memleketinde kılıçla düşüreceğim. Ve Rabşake döndü, ve Aşur kıralını Libnaya karşı cenketmekte buldu; çünkü Lakişten göç ettiğini işitmişti. Ve Habeş kıralı Tirhaka için: İşte, sana karşı cenketmek için çıktı, diye işitti; ve Hizkiyaya yeniden ulaklar gönderip dedi: Yahuda kıralı Hizkiyaya söyliyip şöyle diyeceksiniz: Güvendiğin Allahın: Yeruşalim Aşur kıralının eline verilmiyecek, diye seni aldatmasın. İşte, Aşur kırallarının bütün memleketleri tamamen yok ederek onlara yapmış oldukları şeyleri sen işittin; ve sen kurtulur musun? Atalarımın helâk ettikleri milletleri, Gozanı, ve Haranı, ve Retsefi, ve Telassarda olan Eden oğullarını ilâhları kurtardılar mı? Hamat kıralı, Arpad kıralı, Sefarvaim şehrinin, Henanın, ve İvvanın kıralı nerde? Ve Hizkiya mektubu ulakların elinden aldı, ve onu okudu; ve RABBİN evine çıktı; ve Hizkiya onu RABBİN önüne yaydı. Ve Hizkiya RABBİN önünde yalvarıp dedi: Ey kerubiler üstünde oturan, İsrailin Allahı RAB, bütün dünya kırallıklarının Allahı sen, ancak sensin; gökleri ve yeri sen yarattın. Ya RAB, kulağını iğ ve işit; ya RAB, gözlerini aç ve gör; ve Sanheribin hay olan Allaha meydan okumak için gönderdiği sözlerini işit. Ya RAB, Aşur kıralları gerçi milletleri ve memleketlerini harap ettiler, ve ilâhlarını ateşe attılar; çünkü onlar ilah değildiler, ancak insan ellerinin işi, ağaç ve taş idiler; bunun için onları yok ettiler. Ve şimdi, ya RAB Allahımız, niyaz ederim, onun elinden bizi kurtar, ve bütün dünya kırallıkları bilsinler ki, sen Yehova, Allah olan ancak sensin. Ve Amotsun oğlu İşaya Hizkiyaya gönderip dedi: İsrailin Allahı RAB şöyle diyor: Aşur kıralı Sanheribden ötürü bana yalvardığın şeyi işittim. Onun hakkında RABBİN söylediği söz şudur: Sion kızı, ere varmamış kız, seni hor gördü, ve seninle istihza etti; Yeruşalim kızı senin ardından baş salladı. Kime meydan okudun ve sövdün? ve kime karşı ses yükselttin, ve gözlerini yukarı kaldırdın? İsrailin Kuddûsuna karşı. Ulaklarının elile Rabbe meydan okuyup dedin: Dağların tepesine, Libnanın en iç yerlerine cenk arabalarımın kalabalığı ile çıktım; uzun erz ağaçlarını, ve seçme servi ağaçlarını keseceğim; en iç konak yerine, onun bahçe ormanına gireceğim. Ben kuyu kazdım ve yabancı sular içtim, ve ayağımın tabanı ile Mısırın bütün ırmaklarını kurutacağım. Uzak zamandan beri onu yaptığımı, ve onu eski günlerden beri tasarladığımı işitmedin mi? Şimdi onu yaptım ki, duvarlı şehirleri virane yığınlarına döndürmek senin işin olsun. Bundan ötürü o şehirlerde oturanların gücü az idi, yılgınlığa ve utanca düştüler; kır otu gibi, ve yeşil ot gibi, damların otu gibi, ve yetişmeden yelin yaktığı ekin gibi oldular. Ve senin oturuşunu, ve çıkıp girişini, ve bana karşı kükreyişini biliyorum. Bana karşı kükrediğin için, ve küstahlığın kulaklarıma erdiği için halkamı burnuna, ve gemimi ağzına takacağım, ve seni geldiğin yoldan geri döndüreceğim. Ve sana alâmet şu olacak; bu yıl kendiliğinden çıkanı, ve ikinci yıl ondan çıkanı yiyeceksiniz; ve üçüncü yılda ekin, ve biçin, bağlar dikin, ve onların meyvasını yiyin. Ve Yahuda evinden kurtulup artakalan aşağıya doğru kök salacak, ve yukarıya doğru meyva verecektir. Çünkü artakalanlar Yeruşalimden, kurtulanlar Sion dağından çıkacak; bunu RABBİN gayreti yapacaktır. Bunun için Aşur kıralından ötürü RAB şöyle diyor: Bu şehre gelmiyecek, ve oraya ok atmıyacak, ve kalkanla onun karşısına çıkmıyacak, ve ona karşı meteris kurmıyacak. Geldiği yoldan geri dönecek, ve bu şehre gelmiyecek, çünkü kendim için ve kulum Davudun hatırı için, kurtarayım diye bu şehri koruyacağım, RAB diyor. Ve o gece vaki oldu ki, RABBİN meleği çıktı, ve Aşur ordugâhında yüz seksen beş bin kişiyi vurdu; ve sabahlayın adamlar erken kalktıkları zaman, işte, onların hepsi ölmüş leşlerdi. Ve Aşur kıralı Sanherib göç edip gitti, ve geri döndü, ve Ninevede oturdu. Ve vaki oldu ki, kendi ilâhı Nisrokun evinde tapınırken Adrammelek ve Şaretser onu kılıçla vurdular; ve Ararat diyarına kaçtılar. Ve yerine oğlu Esar-haddon kıral oldu.

2.KRALLAR 19:1-37 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)

Kral Hizkiya olanları duyunca giysilerini yırttı, çul kuşanıp RAB'bin Tapınağı'na girdi. Saray sorumlusu Elyakim'i, Yazman Şevna'yı ve ileri gelen kâhinleri Amots oğlu Peygamber Yeşaya'ya gönderdi. Hepsi çul kuşanmıştı. Yeşaya'ya şöyle dediler: “Hizkiya diyor ki, ‘Bugün sıkıntı, azar ve utanç günü. Çünkü çocukların doğum vakti geldi, ama doğuracak güç yok. Yaşayan Tanrı'yı aşağılamak için efendisi Asur Kralı'nın gönderdiği komutanın söylediklerini belki Tanrın RAB duyar da duyduğu sözlerden ötürü onları cezalandırır. Bu nedenle sağ kalanlarımız için dua et.’ ” Yeşaya, Kral Hizkiya'dan gelen görevlilere şöyle dedi: “Efendinize şunları söyleyin: ‘RAB diyor ki, Asur Kralı'nın adamlarından benimle ilgili duyduğunuz küfürlerden korkma. Onun içine öyle bir ruh koyacağım ki, bir haber üzerine kendi ülkesine dönecek. Orada onu kılıçla öldürteceğim.’ ” Komutan, Asur Kralı'nın Lakiş'ten ayrılıp Livna'ya karşı savaştığını duydu. Krala danışmak için oraya gitti. Kûş Kralı Tirhaka'nın kendisiyle savaşmak üzere yola çıktığını haber alan Asur Kralı, Hizkiya'ya yine ulaklar göndererek şöyle dedi: “Yahuda Kralı Hizkiya'ya deyin ki, ‘Güvendiğin Tanrın, Yeruşalim Asur Kralı'nın eline teslim edilmeyecek diyerek seni aldatmasın. Asur krallarının bütün ülkelere neler yaptığını, onları nasıl yerle bir ettiğini duymuşsundur. Sen kurtulacağını mı sanıyorsun? Atalarımın yok ettiği ulusları –Gozanlılar'ı, Harranlılar'ı, Resefliler'i, Telassar'da yaşayan Edenliler'i– ilahları kurtarabildi mi? Hani nerede Hama ve Arpat kralları? Lair, Sefarvayim, Hena, İvva kralları nerede?’ ” Hizkiya mektubu ulakların elinden alıp okuduktan sonra RAB'bin Tapınağı'na çıktı. RAB'bin önünde mektubu yere yayarak şöyle dua etti: “Ey Keruvlar arasında taht kuran İsrail'in Tanrısı RAB, bütün dünya krallıklarının tek Tanrısı sensin. Yeri, göğü sen yarattın. Ya RAB, kulak ver de işit, gözlerini aç da gör, ya RAB; Sanherib'in söylediklerini, yaşayan Tanrı'yı nasıl aşağıladığını duy. Ya RAB, gerçek şu ki, Asur kralları birçok ulusu ve ülkelerini viraneye çevirdiler. İlahlarını yakıp yok ettiler. Çünkü onlar tanrı değil, insan eliyle biçimlendirilmiş tahta ve taşlardı. Ya RAB Tanrımız, şimdi bizi Sanherib'in elinden kurtar ki, bütün dünya krallıkları senin tek Tanrı olduğunu anlasın.” Bunun üzerine Amots oğlu Yeşaya, Hizkiya'ya şu haberi gönderdi: “İsrail'in Tanrısı RAB şöyle diyor: ‘Asur Kralı Sanherib'le ilgili olarak bana yalvardığın için diyorum ki, “ ‘Erden kız Siyon seni hor görüyor, Alay ediyor seninle. Yeruşalim kızı ardından alayla baş sallıyor. Sen kimi aşağıladın, kime küfrettin? Kime sesini yükselttin? İsrail'in Kutsalı'na tepeden baktın! Ulakların aracılığıyla Rab'bi aşağıladın. Bir sürü savaş arabamla dağların tepesine, Lübnan'ın doruklarına çıktım, dedin. Yüksek sedir ağaçlarını, seçme çamlarını kestim, Lübnan'ın en iç noktalarına, Gür ormanlarına ulaştım. Yabancı ülkelerde kuyular kazdım, sular içtim, Mısır'ın bütün kanallarını ayağımın tabanıyla kuruttum, dedin. “ ‘Bütün bunları çoktan yaptığımı, Çok önceden tasarladığımı duymadın mı? Surlu kentleri enkaz yığınlarına çevirmeni Şimdi ben gerçekleştirdim. O kentlerde yaşayanların kolu kanadı kırıldı. Yılgınlık ve utanç içindeydiler; Kır otuna, körpe filizlere, Damlarda büyümeden kavrulup giden ota döndüler. Senin oturuşunu, kalkışını, Ne zaman gidip geldiğini, Bana nasıl öfkelendiğini biliyorum. Bana duyduğun öfkeden, Kulağıma erişen küstahlığından ötürü Halkamı burnuna, gemimi ağzına takacak, Seni geldiğin yoldan geri çevireceğim. “ ‘Senin için belirti şu olacak, ey Hizkiya: Bu yıl kendiliğinden yetişeni yiyeceksiniz, İkinci yıl ise ardından biteni. Üçüncü yıl ekip biçin, Bağlar dikip ürününü yiyin. Yahudalılar'ın kurtulup sağ kalanları Yine aşağıya doğru kök salacak, Yukarıya doğru meyve verecek. Çünkü sağ kalanlar Yeruşalim'den, Kurtulanlar Siyon Dağı'ndan çıkacak. Her Şeye Egemen RAB'bin gayretiyle olacak bu.’ “Bundan dolayı RAB Asur Kralı'na ilişkin şöyle diyor: ‘Bu kente girmeyecek, ok atmayacak. Kente kalkanla yaklaşmayacak, Karşısında rampa kurmayacak. Geldiği yoldan dönecek ve kente girmeyecek’ diyor RAB, ‘Kendim için ve kulum Davut'un hatırı için Bu kenti savunup kurtaracağım’ diyor.” O gece RAB'bin meleği gidip Asur ordugahında yüz seksen beş bin kişiyi öldürdü. Ertesi sabah uyananlar salt cesetlerle karşılaştılar. Bunun üzerine Asur Kralı Sanherib ordugahını bırakıp çekildi. Ninova'ya döndü ve orada kaldı. Bir gün ilahı Nisrok'un tapınağında tapınırken, oğullarından Adrammelek'le Şareser, onu kılıçla öldürüp Ararat ülkesine kaçtılar. Yerine oğlu Esarhaddon kral oldu.