2.KORİNTLİLER 7:2-11
2.KORİNTLİLER 7:2-11 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)
Yüreklerinizde bize yer verin. Kimseye haksızlık etmedik, kimseyi yoldan saptırmadık, kimseyi sömürmedik. Bunu sizi yargılamak için söylemiyorum. Daha önce de söylediğim gibi, yüreğimizde öyle bir yeriniz var ki, sizinle ölürüz de yaşarız da. Size çok güveniyor, sizinle çok övünüyorum. Teselliyle doluyum. Bütün sıkıntılar arasında sevincim sonsuzdur. Makedonya'ya geldiğimizde de hiç rahat yüzü görmedik. Her bakımdan sıkıntı çekiyorduk. Dışarıda kavgalar, yüreğimizde korkular vardı. Ama yüreği ezik olanları teselli eden Tanrı, Titus'un yanımıza gelişiyle –yalnız gelişiyle değil, sizden aldığı teselliyle de– bizi teselli etti. Titus beni özlediğinizi, benim için üzülüp gayret ettiğinizi bize anlatınca sevincim bir kat daha arttı. Mektubumla size acı verdiysem bile pişman değilim. Aslında pişman olmuştum –kısa bir süre için de olsa, o mektubun size acı verdiğini görüyorum– ama şimdi seviniyorum; acı duymanıza değil, bu acınızın sizi tövbeye yöneltmesine seviniyorum. Tanrı'nın isteğine uygun olarak acı çektiniz. Böylece hiçbir şekilde bizden zarar görmediniz. Tanrı'nın isteğiyle çekilen acı, kişiyi kurtuluşla sonuçlanan ve pişmanlık doğurmayan tövbeye götürür. Dünyanın acılarıysa ölüm getirir. Bakın bu acılar, Tanrı'nın isteğiyle çektiğiniz bu acılar sizde ne büyük ciddiyet, paklanmak için ne büyük istek yarattı! Sizde ne büyük öfke, korku, özlem, gayret ve suçluyu cezalandırma arzusu uyandırdı! Bu konuda her bakımdan masum olduğunuzu kanıtladınız.
2.KORİNTLİLER 7:2-11 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)
Yüreklerinizde bize yer verin; kimseye haksızlık etmedik, kimseyi ifsat etmedik, kimseyi mağdur etmedik. Sizi mahkûm etmek için demiyorum; çünkü önce, beraber ölmek ve beraber yaşamak üzre yüreklerimizdesiniz, dedim. Size karşı cesaretim çoktur; hakkınızda övünmem çoktur; teselli ile doluyum, her sıkıntımızda sevinçle çok taşkınım. Çünkü Makedonyaya geldiğimiz zaman bile, bedenimizin hiç rahatı yoktu, fakat her veçhile sıkılıyorduk; dışardan kavgalar, içerden korkular vardı. Fakat hakirleri teselli eden Allah, Titusun gelmesile, ve yalnız onun gelmesile değil, fakat hakkımdaki özlemenizi, mateminizi ve gayretinizi haber vererek, tarafınızdan teselli edilmiş olduğu teselli ile bizi teselli etti; bu suretle daha ziyade sevindim. Çünkü mektubumla sizi mahzun ettimse de, nadim değilim; eğer nadim oldumsa (çünkü o mektubun sizi bir müddet için olmakla beraber, mahzun ettiğini görüyorum), şimdi seviniyorum; mahzun olduğunuzdan değil, fakat tövbe için mahzun olduğunuzdan seviniyorum; çünkü Allaha göre mahzun oldunuz, ta ki, hiç bir şeyde bizden ziyan çekmiyesiniz. Çünkü Allaha göre olan hüzün kurtuluş için nedametsiz tövbeyi hasıl eder; fakat dünyanın hüznü ölüm hasıl eder. Çünkü işte, bu ayni şey, yani, Allaha göre mahzun olmanız, sizde ne gayret, ve daha ne itizar, ne gücenme, ne korku, ne özleyiş, ne himmet, ne intikam hasıl etti! Bu şeyde pak olduğunuzu her veçhile gösterdiniz.
2.KORİNTLİLER 7:2-11 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)
Yüreğinizi açın bize. Kimseye haksızlık etmedik, kimseyi ayartmadık, kimseden çıkarımız için yararlanmadık. Bunu sizi yargılamak için söylemiyorum. Çünkü daha önce dediğim gibi, birlikte ölmek ve birlikte yaşamak için yüreklerimizdesiniz. Size büyük güvenim var. Sizinle çok övünüyorum, teselli buluyorum. Tüm acılarımız içinde büyük sevinç duymaktayım. Makedonya'ya vardığımızda bedenimiz rahatlık nedir bilmedi. Tam tersine, dışarıdaki çatışmalar, yüreğimizdeki korkular nedeniyle her yönden acı çekiyorduk. Ama ezik yüreklileri teselli eden Tanrı, Titus'un gelmesiyle bizleri teselli etti. Yalnız onun gelmesiyle değil, sizde bulduğu teselliyle de teselli bulduk. Bizi özlediğinizi, yas tutup dövündüğünüzü, bana ilişkin çabanızı bildirdiğinde sevincim kat kat arttı. Bu nedenle, mektubumla sizi üzdüysem de, pişmanlık duymuyorum. Gerçi o mektubun bir süre için sizi üzdüğünü görerek pişmanlık duymadım değil. Ama şimdi sevinçliyim; üzüldüğünüz için değil, üzüntünüz tövbe etmenizi sağladığı için. Çünkü Tanrı'nın özlediği ölçüde üzüldünüz. Öyle ki, bizden ötürü hiçbir zarara uğramadınız. Çünkü Tanrı'nın özlediği ölçüde üzülmek tövbe etmeyi sağlar. Bu da pişmanlığa yol açmayan kurtuluşa yöneltir. Oysa dünyasal üzüntü ölüme yol açar. Bakınız, Tanrı'nın özlediği ölçüde üzülmek sizde nasıl etkin bir içtenlik oluşturdu! Kendinizi arıtmak için nasıl canla başla çabaladınız, nasıl öfkelendiniz, nasıl korktunuz, nasıl özlem duydunuz, nasıl gerçek isteğiyle doldunuz, nasıl adaletin hakkını aradınız! Bu konuda her bakımdan suçsuzluğunuzu kanıtladınız.