2.TARİHLER 20:1-30

2.TARİHLER 20:1-30 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)

Bundan sonra Moavlılar, Ammonlular ve Meunlular'ın bir kısmı Yehoşafat'la savaşmak için yola çıktılar. Birkaç kişi Yehoşafat'a gidip, “Gölün öbür yakasından, Edom'dan sana saldırmak için büyük bir ordu geliyor. Şu anda Haseson-Tamar'da –Eyn-Gedi'de–” dediler. Korkuya kapılan Yehoşafat RAB'be danışmaya karar verdi ve bütün Yahuda'da oruç ilan etti. RAB'be yönelmek için Yahuda'nın bütün kentlerinden gelen halk toplanıp RAB'den yardım diledi. Yehoşafat RAB'bin Tapınağı'nda, yeni avlunun önünde, Yahuda ve Yeruşalim topluluğunun arasına gidip durdu. “Ey atalarımızın Tanrısı RAB, sen göklerde oturan Tanrı değil misin?” dedi, “Ulusların bütün krallıklarını yöneten sensin. Güç, kudret senin elinde. Kimse sana karşı duramaz. Ey Tanrımız, bu ülkede yaşayanları halkın İsrail'in önünden kovan ve ülkeyi sonsuza dek dostun İbrahim'in soyuna veren sen değil misin? Onlar orada yaşadılar, adına bir tapınak kurdular ve, ‘Başımıza bela, savaş, yargı, salgın hastalık, kıtlık gelirse, adının bulunduğu bu tapınağın ve senin önünde duracağız’ dediler, ‘Sıkıntıya düştüğümüzde sana yakaracağız, sen de duyup bizi kurtaracaksın.’ “İşte Ammonlular, Moavlılar ve Seir dağlık bölgesinde yaşayanlar! Mısır'dan çıktıktan sonra İsrailliler'in onların ülkesine girmelerine izin vermedin. Bu yüzden atalarımız başka yöne döndü, onları yok etmedi. Ama bak, bunun karşılığını bize nasıl ödüyorlar! Bize miras olarak vermiş olduğun mülkünden bizi kovmaya geliyorlar. Ey Tanrımız, onları yargılamayacak mısın? Çünkü bize saldıran bu büyük orduya karşı koyacak gücümüz yok. Ne yapacağımızı bilemiyoruz. Gözümüz sende.” Bütün Yahudalılar, çoluk çocuklarıyla birlikte RAB'bin önünde duruyordu. RAB'bin Ruhu topluluğun ortasında duran Asaf soyundan Mattanya oğlu Yeiel oğlu Benaya oğlu Zekeriya oğlu Levili Yahaziel'in üzerine indi. Yahaziel şöyle dedi: “Ey Kral Yehoşafat, ey Yahuda halkı ve Yeruşalim'de oturanlar, dinleyin! RAB size şöyle diyor: ‘Bu büyük ordudan korkmayın, yılmayın! Çünkü savaş sizin değil, Tanrı'nındır. Yarın onlarla savaşmaya çıkın. Onları vadinin sonunda, Yeruel kırlarında, Sits Yokuşu'nu çıkarlarken bulacaksınız. Bu kez savaşmak zorunda kalmayacaksınız. Yerinizde durup bekleyin, RAB'bin size sağlayacağı kurtuluşu görün, ey Yahuda ve Yeruşalim halkı! Korkmayın, yılmayın. Yarın onlara karşı savaşa çıkın. RAB sizinle olacak!’ ” Yehoşafat yüzüstü yere kapandı. Yahuda halkıyla Yeruşalim'de oturanlar da RAB'bin önünde yere kapanıp O'na tapındılar. Sonra Kehatoğulları'ndan ve Korahoğulları'ndan bazı Levililer ayağa kalkıp İsrail'in Tanrısı RAB'bi yüksek sesle övdüler. Ertesi sabah erkenden kalkıp Tekoa kırlarına doğru yola çıktılar. Yola koyulduklarında Yehoşafat durup şöyle dedi: “Beni dinleyin, ey Yahuda halkı ve Yeruşalim'de oturanlar! Tanrınız RAB'be güvenin, güvenlikte olursunuz. O'nun peygamberlerine güvenin, başarılı olursunuz.” Yehoşafat halka danıştıktan sonra RAB'be ezgi okumak, O'nun kutsallığının görkemini övmek için adamlar atadı. Bunlar ordunun önünde yürüyerek şöyle diyorlardı: “RAB'be şükredin, Çünkü sevgisi sonsuza dek kalıcıdır!” Onlar ezgi okuyup övgüler sunmaya başladığında, RAB Yahuda'ya saldıran Ammonlular'a, Moavlılar'a ve Seir dağlık bölgesinde yaşayanlara pusu kurmuştu. Hepsi bozguna uğratıldı. Ammonlular'la Moavlılar, Seir dağlık bölgesinde yaşayan halkı büsbütün yok etmek için onlara saldırdılar. Seirliler'i yok ettikten sonra da birbirlerini öldürmeye başladılar. Yahudalılar kırdaki gözcü kulesine varınca, o büyük orduya baktılar, ama sadece yere serilmiş cesetler gördüler. Tek kişi kurtulmamıştı. Malları yağmalamaya giden Yehoşafat'la askerleri, ölülerin arasında çok miktarda mal, giysi ve değerli eşya buldular. Taşıyabileceklerinden çok mal topladılar. Yağma edilecek o kadar çok mal vardı ki, toplama işi üç gün sürdü. Dördüncü gün Beraka Vadisi'nde toplanarak RAB'be övgüler sundular. Bu yüzden oranın adı bugün de Beraka Vadisi olarak kaldı. Bundan sonra bütün Yahuda ve Yeruşalim halkı Yehoşafat'ın önderliğinde sevinçle Yeruşalim'e döndü. Çünkü RAB düşmanlarını bozguna uğratarak onları sevindirmişti. Çenk, lir ve borazan çalarak Yeruşalim'e, RAB'bin Tapınağı'na gittiler. RAB'bin İsrail'in düşmanlarına karşı savaştığını duyan ülkelerin krallıklarını Tanrı korkusu sardı. Yehoşafat'ın ülkesi ise barış içindeydi. Çünkü Tanrısı her yandan onu esenlikle kuşatmıştı.

2.TARİHLER 20:1-30 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)

V E bundan sonra vaki oldu ki, Moab oğulları, ve Ammon oğulları, ve onlarla beraber Ammonîlerden bazıları, Yehoşafata karşı cenk için geldiler. Ve adamlar geldiler, ve Yehoşafata bildirip dediler: Denizin öte tarafından, Suriyeden sana karşı büyük bir kalabalık geliyor; ve işte, onlar Hatsatson-tamardadırlar (o En-gedidir). Ve Yehoşafat korktu, ve RABBİ aramağa koyuldu; ve bütün Yahudada oruç ilân etti. Ve Yahuda RABDEN yardım dilemek için toplandı; Yahudanın bütün şehirlerinden de RABBİ aramak için geldiler. Ve Yehoşafat RABBİN evinde, yeni avlunun önünde, Yahuda ve Yeruşalim cemaatinin içinde durdu; ve dedi: Ya RAB, atalarımızın Allahı, göklerde Allah olan sen değil misin? ve bütün milletlerin kırallıkları üzerine hâkim olan sen değil misin? ve kudretle ceberrut senin elindedir, ve kimse sana karşı duramaz. Ey Allahımız, kavmın İsrailin önünden bu diyarda oturanları kovan, ve onu dostun İbrahimin zürriyetine ebediyen veren sen değil misin? Ve orada oturdular, ve senin için orada ismine makdis yaptılar, ve dediler: Eğer üzerimize belâ, kılıç, kaza, veba, veya kıtlık gelirse, bu evin önünde, ve senin önünde (çünkü senin ismin bu evdedir) duracağız, ve sıkıntımızda sana feryat edeceğiz, ve sen işiteceksin ve kurtaracaksın. Ve şimdi, işte, Mısırdan gelirken İsraili aralarına girmeğe bırakmadığın, ve yanlarından sapıp helâk etmedikleri Ammon oğulları, ve Moabîler, ve Seir dağındakiler, bize miras olarak verdiğin senin mülkünden bizi kovmağa gelerek, işte, karşılığını bize nasıl ödiyorlar. Ey Allahımız, onlara hükmetmiyecek misin? çünkü üzerimize gelmekte olan bu büyük kalabalığa karşı kuvvetimiz yoktur; ve biz ne yapacağımızı bilmiyoruz; ancak gözlerimiz senin üzerindedir. Ve bütün Yahuda, yavruları, karıları ve oğulları ile beraber RABBİN önünde durmakta idi. Ve cemaatin ortasında, Asaf oğullarından, Mattanyanın oğlu, Yeielin oğlu, Benayanın oğlu, Zekaryanın oğlu Levili Yahazielin üzerine RABBİN Ruhu geldi; ve dedi: Bütün Yahuda, ve Yeruşalimde oturanlar, ve sen kıral Yehoşafat, iyi dinleyin; RAB size şöyle diyor: Bu büyük kalabalığın yüzünden korkmayın ve yılgınlığa düşmeyin; çünkü cenk sizin değil, ancak Allahındır. Yarın onlara karşı inin; işte, onlar Tsits yokuşundan çıkıyorlar; ve onları vadinin sonunda, Yeruel çölünün önünde bulacaksınız. Bu seferde cenkedecek olan siz değilsiniz; ey Yahuda ve Yeruşalim, saf bağlıyıp durun, sizinle beraber olan RABBİN kurtarışını görün; korkmayın ve yılgınlığa düşmeyin; yarın onlara karşı çıkın; çünkü RAB sizinle beraberdir. Ve Yehoşafat yüz üstü yere kapandı, ve bütün Yahuda, ve Yeruşalimde oturanlar, RABBE tapınmak için RABBİN önünde yere kapandılar. Ve Kohatîler oğullarından, ve Korahîler oğullarından Levililer, İsrailin Allahı RABBE çok yüksek sesle hamdetmek için ayağa kalktılar. Ve sabahlayın erken kalktılar, ve Tekoa çölüne çıktılar; ve çıktıkları zaman Yehoşafat durup dedi: Ey Yahuda, ve Yeruşalimde oturanlar, beni dinleyin; Allahınız RABBE inanın, ve emniyette olursunuz; ve onun peygamberlerine inanın, ve işleriniz iyi gider. Ve kavmla danıştıktan sonra, RABBE ilâhi okuyanları koydu, ta ki, ordunun önünde çıktıkları zaman ziynetle hamdedip: RABBE şükredin, çünkü inayeti ebedîdir, desinler. Ve terennümle hamde başladıkları zaman, Yahudaya gelmekte olan Ammon oğullarına, Moabîlere, ve Seir dağlılarına karşı RAB pusu kurdu; ve vuruldular. Çünkü Ammon oğulları ile Moabîler Seir dağlılarını helâk edip bütün bütün yok etmek için onlara karşı kalktılar; ve Seir halkını bitirince, kendilerini helâk etmekte birbirlerine yardım ettiler. Ve Yahuda, çölün bekçi kulesine varınca, o kalabalığa baktılar; ve işte, onlar yere düşmüş leşlerdi, ve kaçıp kurtulan yoktu. Onların çapul malını kapışmak için Yehoşafat ile kavmı geldikleri zaman, onlar arasında pek çok mal ve leşler, ve değerli şeyler buldular, ve onları kendileri için taşıyamıyacakları kadar soydular; ve üç gündür çapul malı kapışmakta idiler, çünkü çoktu. Ve dördüncü gün Beraka deresinde toplandılar; çünkü RABBİ orada takdis ettiler; bundan ötürü o yerin adını Beraka deresi koydular, bugüne kadar öyledir. Ve Yahuda ve Yeruşalimden olan adamların hepsi, Yehoşafat onların başında olarak, sevinçle Yeruşalime dönmek için geri geldiler; çünkü RAB düşmanları üzerine onlara sevinç vermişti. Ve santurlarla ve çenklerle ve borularla Yeruşalime RABBİN evine geldiler. Ve İsrailin düşmanlarına karşı RABBİN cenkettiğini işitince bütün memleketlerin kırallıkları üzerine Allah korkusu düştü. Ve Yehoşafatın ülkesi rahata erdi; çünkü Allahı kendisine çepçevre rahat verdi.

2.TARİHLER 20:1-30 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)

Bundan sonra Moavlılar, Ammonlular ve Meunlular'ın bir kısmı Yehoşafat'la savaşmak için yola çıktılar. Birkaç kişi Yehoşafat'a gidip, “Gölün öbür yakasından, Edom'dan sana saldırmak için büyük bir ordu geliyor. Şu anda Haseson-Tamar'da –Eyn-Gedi'de–” dediler. Korkuya kapılan Yehoşafat RAB'be danışmaya karar verdi ve bütün Yahuda'da oruç ilan etti. RAB'be yönelmek için Yahuda'nın bütün kentlerinden gelen halk toplanıp RAB'den yardım diledi. Yehoşafat RAB'bin Tapınağı'nda, yeni avlunun önünde, Yahuda ve Yeruşalim topluluğunun arasına gidip durdu. “Ey atalarımızın Tanrısı RAB, sen göklerde oturan Tanrı değil misin?” dedi, “Ulusların bütün krallıklarını yöneten sensin. Güç, kudret senin elinde. Kimse sana karşı duramaz. Ey Tanrımız, bu ülkede yaşayanları halkın İsrail'in önünden kovan ve ülkeyi sonsuza dek dostun İbrahim'in soyuna veren sen değil misin? Onlar orada yaşadılar, adına bir tapınak kurdular ve, ‘Başımıza bela, savaş, yargı, salgın hastalık, kıtlık gelirse, adının bulunduğu bu tapınağın ve senin önünde duracağız’ dediler, ‘Sıkıntıya düştüğümüzde sana yakaracağız, sen de duyup bizi kurtaracaksın.’ “İşte Ammonlular, Moavlılar ve Seir dağlık bölgesinde yaşayanlar! Mısır'dan çıktıktan sonra İsrailliler'in onların ülkesine girmelerine izin vermedin. Bu yüzden atalarımız başka yöne döndü, onları yok etmedi. Ama bak, bunun karşılığını bize nasıl ödüyorlar! Bize miras olarak vermiş olduğun mülkünden bizi kovmaya geliyorlar. Ey Tanrımız, onları yargılamayacak mısın? Çünkü bize saldıran bu büyük orduya karşı koyacak gücümüz yok. Ne yapacağımızı bilemiyoruz. Gözümüz sende.” Bütün Yahudalılar, çoluk çocuklarıyla birlikte RAB'bin önünde duruyordu. RAB'bin Ruhu topluluğun ortasında duran Asaf soyundan Mattanya oğlu Yeiel oğlu Benaya oğlu Zekeriya oğlu Levili Yahaziel'in üzerine indi. Yahaziel şöyle dedi: “Ey Kral Yehoşafat, ey Yahuda halkı ve Yeruşalim'de oturanlar, dinleyin! RAB size şöyle diyor: ‘Bu büyük ordudan korkmayın, yılmayın! Çünkü savaş sizin değil, Tanrı'nındır. Yarın onlarla savaşmaya çıkın. Onları vadinin sonunda, Yeruel kırlarında, Sits Yokuşu'nu çıkarlarken bulacaksınız. Bu kez savaşmak zorunda kalmayacaksınız. Yerinizde durup bekleyin, RAB'bin size sağlayacağı kurtuluşu görün, ey Yahuda ve Yeruşalim halkı! Korkmayın, yılmayın. Yarın onlara karşı savaşa çıkın. RAB sizinle olacak!’ ” Yehoşafat yüzüstü yere kapandı. Yahuda halkıyla Yeruşalim'de oturanlar da RAB'bin önünde yere kapanıp O'na tapındılar. Sonra Kehatoğulları'ndan ve Korahoğulları'ndan bazı Levililer ayağa kalkıp İsrail'in Tanrısı RAB'bi yüksek sesle övdüler. Ertesi sabah erkenden kalkıp Tekoa kırlarına doğru yola çıktılar. Yola koyulduklarında Yehoşafat durup şöyle dedi: “Beni dinleyin, ey Yahuda halkı ve Yeruşalim'de oturanlar! Tanrınız RAB'be güvenin, güvenlikte olursunuz. O'nun peygamberlerine güvenin, başarılı olursunuz.” Yehoşafat halka danıştıktan sonra RAB'be ezgi okumak, O'nun kutsallığının görkemini övmek için adamlar atadı. Bunlar ordunun önünde yürüyerek şöyle diyorlardı: “RAB'be şükredin, Çünkü sevgisi sonsuza dek kalıcıdır!” Onlar ezgi okuyup övgüler sunmaya başladığında, RAB Yahuda'ya saldıran Ammonlular'a, Moavlılar'a ve Seir dağlık bölgesinde yaşayanlara pusu kurmuştu. Hepsi bozguna uğratıldı. Ammonlular'la Moavlılar, Seir dağlık bölgesinde yaşayan halkı büsbütün yok etmek için onlara saldırdılar. Seirliler'i yok ettikten sonra da birbirlerini öldürmeye başladılar. Yahudalılar kırdaki gözcü kulesine varınca, o büyük orduya baktılar, ama sadece yere serilmiş cesetler gördüler. Tek kişi kurtulmamıştı. Malları yağmalamaya giden Yehoşafat'la askerleri, ölülerin arasında çok miktarda mal, giysi ve değerli eşya buldular. Taşıyabileceklerinden çok mal topladılar. Yağma edilecek o kadar çok mal vardı ki, toplama işi üç gün sürdü. Dördüncü gün Beraka Vadisi'nde toplanarak RAB'be övgüler sundular. Bu yüzden oranın adı bugün de Beraka Vadisi olarak kaldı. Bundan sonra bütün Yahuda ve Yeruşalim halkı Yehoşafat'ın önderliğinde sevinçle Yeruşalim'e döndü. Çünkü RAB düşmanlarını bozguna uğratarak onları sevindirmişti. Çenk, lir ve borazan çalarak Yeruşalim'e, RAB'bin Tapınağı'na gittiler. RAB'bin İsrail'in düşmanlarına karşı savaştığını duyan ülkelerin krallıklarını Tanrı korkusu sardı. Yehoşafat'ın ülkesi ise barış içindeydi. Çünkü Tanrısı her yandan onu esenlikle kuşatmıştı.

YouVersion, deneyiminizi kişiselleştirmek için tanımlama bilgileri kullanır. Web sitemizi kullanarak, Gizlilik Politikamızda açıklandığı şekilde çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz