1.SAMUEL 26:1-25

1.SAMUEL 26:1-25 Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02)

Zifliler Giva'ya, Saul'un yanına gidip, “Davut Yeşimon'a bakan Hakila Tepesi'nde gizleniyor” dediler. Bunun üzerine Saul üç bin seçme İsrailli askerle Zif Çölü'nde Davut'u aramaya çıktı. Yeşimon'a bakan Hakila Tepesi'nde, yol kenarında ordugah kurdu. Kırda bulunan Davut, Saul'un peşine düştüğünü anlayınca, gözcü gönderdi. Böylece Saul'un oraya geldiğini saptadı. Bunun üzerine Davut, Saul'un ordugah kurduğu yere gitti ve Saul'la ordusunun başkomutanı Ner oğlu Avner'in nerede yattıklarını gördü. Saul ordugahın ortasında, askerler de çevresinde yatıyorlardı. O zaman Davut, Hititli Ahimelek ile Yoav'ın kardeşi, Seruya oğlu Avişay'a, “Kim benimle ordugaha, Saul'un yanına gelecek?” diye sordu. Avişay, “Ben seninle geleceğim” diye karşılık verdi. Davut'la Avişay o gece ordugaha girdiler. Saul, mızrağı başucunda yere saplanmış, ordugahın ortasında uyuyordu. Avner'le askerler de çevresinde uyuyorlardı. Avişay Davut'a, “Bugün Tanrı düşmanını senin eline teslim etti” dedi, “Şimdi bırak da, onu kendi mızrağıyla bir atışta yere çakayım. İkinci kez vurmama gerek kalmayacak.” Ne var ki Davut, “Onu öldürme!” dedi, “RAB'bin meshettiği kişiye kim el uzatırsa, suçlu çıkar. Yaşayan RAB'bin adıyla derim ki, RAB kendisi onu öldürecektir; ya günü gelince ölecek, ya da savaşta vurulup yok olacak. Ama RAB'bin meshettiği kişiye el uzatmaktan RAB beni uzak tutsun! Haydi, Saul'un başucundaki mızrakla su matarasını al da gidelim.” Böylece Davut Saul'un başucundan mızrağını ve su matarasını aldı. Sonra oradan uzaklaştılar. Onları gören olmadı. Kimse olup bitenin farkına varmadı, uyanan da olmadı. Hepsi uyuyorlardı, çünkü RAB onlara derin bir uyku vermişti. Davut karşı yakaya geçip tepenin üstünde, onlardan uzak bir yerde durdu. Aralarında epeyce mesafe vardı. Davut askerlere ve Ner oğlu Avner'e, “Ey Avner, bana yanıt vermeyecek misin?” diye seslendi. Avner, “Sen kimsin ki krala sesleniyorsun?” diye karşılık verdi. Davut, “Sen yiğit biri değil misin?” dedi, “İsrail'de senin gibisi var mı? Öyleyse neden efendin kralı korumadın? Çünkü biri onu öldürmek için ordugaha girdi. Görevini iyi yapmadın. Yaşayan RAB'bin adıyla derim ki, hepiniz ölümü hak ettiniz; çünkü efendinizi, RAB'bin meshettiği kişiyi korumadınız. Bak bakalım, kralın başucundaki mızrağıyla su matarası nerede?” Davut'un sesini tanıyan Saul, “Davut, oğlum, bu senin sesin mi?” diye sordu. Davut, “Evet, efendim kral, benim sesim” diye karşılık verdi, “Efendim, ben kulunu neden kovalıyorsun? Ne yaptım? Ne suç işledim? Lütfen, efendim kral, kulunun sözlerine kulak ver. Eğer seni bana karşı kışkırtan RAB ise, bir sunu O'nu yatıştırır. Ama bunu yapan insanlarsa, RAB'bin önünde lanetli olsunlar! Çünkü, ‘Git, başka ilahlara kulluk et’ diyerek, RAB'bin mirasından bana düşen paydan bugün beni uzaklaştırdılar. Ne olur, kanım RAB'den uzak topraklara dökülmesin. İsrail Kralı, dağlarda keklik avlayan avcı gibi, bir pireyi avlamaya çıkmış!” Bunun üzerine Saul, “Günah işledim” diye karşılık verdi, “Davut, oğlum, geri dön. Bugün yaşamıma değer verdiğin için sana bir daha kötülük yapmayacağım. Gerçekten akılsızca davrandım, çok büyük yanlışlık yaptım.” Davut, “İşte kralın mızrağı!” dedi, “Adamlarından biri gelip alsın. RAB herkesi doğruluğuna ve bağlılığına göre ödüllendirir. Bugün RAB seni elime teslim ettiği halde, ben RAB'bin meshettiği kişiye elimi uzatmak istemedim. Bugün ben senin yaşamına nasıl değer verdiysem, RAB de benim yaşamıma öyle değer versin ve beni her sıkıntıdan kurtarsın.” Saul, “Davut, oğlum, RAB seni kutsasın!” dedi, “Sen kesinlikle büyük işler yapacak, başarılı olacaksın!” Bundan sonra Davut yoluna koyuldu, Saul da evine döndü.

1.SAMUEL 26:1-25 Turkish Bible Old Translation 1941 (KMEYA)

V E Zifliler Gibeaya Saulun yanına gelip dediler: Davud, çölün önünde olan Hakila tepesinde gizlenmiyor mu? Ve Saul kalktı, ve Zif çölünde Davudu aramak için kendisile beraber İsrailden seçme üç bin kişi olarak Zif çölüne indi. Ve Saul çölün önünde olan Hakila tepesinde, yol kenarında ordugâh kurdu. Ve Davud çölde oturuyordu, ve Saulun kendi ardına düşüp çöle geldiğini gördü. Ve Davud çaşıtlar gönderdi, ve gerçekten Saulun geldiğini anladı. Ve Davud kalktı, ve Saulun ordugâh kurmuş olduğu yere geldi; ve Davud Saulla ordusunun başbuğu Nerin oğlu Abnerin yattığı yeri gördü; ve Saul arabalar ordugâhı içinde yatıyordu, ve kavm onun etrafında konmuştu. Ve Davud cevap verdi, ve Hittî Ahimeleke, ve Yoabın kardeşi, Tseruyanın oğlu Abişaya söyliyip dedi: Saulun yanına, ordugâha benimle beraber kim iner? Ve Abişay: Ben seninle inerim, dedi. Ve Davudla Abişay geceleyin kavmın yanına vardılar; ve işte, Saul arabalar ordugâhında yatmış uyuyordu, ve mızrağı başı ucunda yerde dikili idi; ve Abnerle kavm onun etrafında yatıyorlardı. Ve Abişay Davuda dedi: Allah bugün düşmanını senin eline verdi; ve şimdi, bırak onu bir kerede mızrakla yere çakayım, ve ikinci kere onu vurmam. Ve Davud Abişaya dedi: Onu öldürme; çünkü RABBİN mesihine kim elini uzatır da suçsuz olur? Ve Davud dedi: Hay olan RABBİN hakkı için, RAB onu vuracaktır; yahut günü gelecek ve ölecektir; yahut cenge inecek ve helâk olacaktır. RABBİN mesihine el uzatmaktan RAB beni esirgesin; ve şimdi, rica ederim, başı ucundaki mızrağı ve su matarasını al da gidelim. Ve Davud Saulun başı ucundan mızrağı ve su matarasını aldı; ve gittiler; ve gören olmadı, ve bilen olmadı, ve uyanan olmadı; çünkü hepsi uyuyorlardı, çünkü RAB tarafından üzerlerine derin uyku düşmüştü. Ve Davud karşı tarafa geçti, ve uzakta dağın başında durdu; aralarında hayli mesafe vardı; ve Davud kavma, ve Nerin oğlu Abnere: Ey Abner, cevap vermiyor musun? diye bağırdı. Ve Abner cevap verip dedi: Sen kimsin ki, kırala bağırıyorsun? Ve Davud Abnere dedi: Sen bir yiğit değil misin? ve İsrailde senin gibi kim var? niçin efendine, kırala bekçilik etmedin? çünkü efendini, kıralı öldürmek için kavmdan biri geldi. Yaptığın bu şey iyi değildir. Hay olan RABBİN hakkı için, siz ölüm oğullarısınız, çünkü efendinize, RABBİN mesihine bekçilik etmediniz. Ve şimdi bak, kıralın başı ucunda olan mızrağı ve su matarası nerededir? Ve Saul Davudun sesini tanıdı, ve: Bu senin sesin midir, oğlum Davud? dedi. Ve Davud dedi: Benim sesimdir, efendim kıral. Ve dedi: Niçin efendim böyle kulunun ardını kovalıyor, ne yaptım ki? ve elimde ne kötülük var? Ve şimdi, rica ederim, efendim kıral kulunun sözlerini dinlesin. Eğer bana karşı seni ayaklandıran RAB ise, bir takdime kabul etsin; fakat eğer adam oğulları ise, onlar RABBİN önünde lânetli olsunlar; çünkü RABBİN mirasında payım olmasın diye: Git, başka ilâhlara kulluk et, diyerek beni bugün kovdular. Ve şimdi RABBİN yüzünden uzakta kanım toprağa düşmesin; çünkü dağlarda nasıl keklik avlıyorlarsa, İsrailin kıralı da bir tek pireyi aramak için öyle çıktı. Ve Saul dedi: Ben suç ettim; dön, oğlum Davud; çünkü canım bugün senin gözünde değerli olduğu için artık sana kötülük etmiyeceğim; işte, akılsızlık ettim, ve pek çok yanıldım. Ve Davud cevap verip dedi: İşte mızrak, ey kıral! uşaklardan biri gelsin de onu alsın. Ve RAB herkese salâhının ve sadakatının karşılığını ödiyecektir; çünkü RAB bugün seni elime verdiği halde ben elimi RABBİN mesihine uzatmak istemedim. Ve işte, nasıl senin canın bugün benim gözümde çok değerli oldu ise, benim canım da RABBİN gözünde öyle değerli olsun, ve beni her sıkıntıdan kurtarsın. Ve Saul Davuda dedi: Sen, oğlum Davud, mubarek olasın; sen hem yiğitlik yapacak, hem de mutlaka yeneceksin. Ve Davud yoluna gitti, Saul da yerine döndü.

1.SAMUEL 26:1-25 Kutsal Kitap ve Deuterokanonik Kitaplar (KKDEU)

Zifliler Giva'ya, Saul'un yanına gidip, “Davut Yeşimon'a bakan Hakila Tepesi'nde gizleniyor” dediler. Bunun üzerine Saul üç bin seçme İsrailli askerle Zif Çölü'nde Davut'u aramaya çıktı. Yeşimon'a bakan Hakila Tepesi'nde, yol kenarında ordugah kurdu. Kırda bulunan Davut, Saul'un peşine düştüğünü anlayınca, gözcü gönderdi. Böylece Saul'un oraya geldiğini saptadı. Bunun üzerine Davut, Saul'un ordugah kurduğu yere gitti ve Saul'la ordusunun başkomutanı Ner oğlu Avner'in nerede yattıklarını gördü. Saul ordugahın ortasında, askerler de çevresinde yatıyorlardı. O zaman Davut, Hititli Ahimelek ile Yoav'ın kardeşi, Seruya oğlu Avişay'a, “Kim benimle ordugaha, Saul'un yanına gelecek?” diye sordu. Avişay, “Ben seninle geleceğim” diye karşılık verdi. Davut'la Avişay o gece ordugaha girdiler. Saul, mızrağı başucunda yere saplanmış, ordugahın ortasında uyuyordu. Avner'le askerler de çevresinde uyuyorlardı. Avişay Davut'a, “Bugün Tanrı düşmanını senin eline teslim etti” dedi, “Şimdi bırak da, onu kendi mızrağıyla bir atışta yere çakayım. İkinci kez vurmama gerek kalmayacak.” Ne var ki Davut, “Onu öldürme!” dedi, “RAB'bin meshettiği kişiye kim el uzatırsa, suçlu çıkar. Yaşayan RAB'bin adıyla derim ki, RAB kendisi onu öldürecektir; ya günü gelince ölecek, ya da savaşta vurulup yok olacak. Ama RAB'bin meshettiği kişiye el uzatmaktan RAB beni uzak tutsun! Haydi, Saul'un başucundaki mızrakla su matarasını al da gidelim.” Böylece Davut Saul'un başucundan mızrağını ve su matarasını aldı. Sonra oradan uzaklaştılar. Onları gören olmadı. Kimse olup bitenin farkına varmadı, uyanan da olmadı. Hepsi uyuyorlardı, çünkü RAB onlara derin bir uyku vermişti. Davut karşı yakaya geçip tepenin üstünde, onlardan uzak bir yerde durdu. Aralarında epeyce mesafe vardı. Davut askerlere ve Ner oğlu Avner'e, “Ey Avner, bana yanıt vermeyecek misin?” diye seslendi. Avner, “Sen kimsin ki krala sesleniyorsun?” diye karşılık verdi. Davut, “Sen yiğit biri değil misin?” dedi, “İsrail'de senin gibisi var mı? Öyleyse neden efendin kralı korumadın? Çünkü biri onu öldürmek için ordugaha girdi. Görevini iyi yapmadın. Yaşayan RAB'bin adıyla derim ki, hepiniz ölümü hak ettiniz; çünkü efendinizi, RAB'bin meshettiği kişiyi korumadınız. Bak bakalım, kralın başucundaki mızrağıyla su matarası nerede?” Davut'un sesini tanıyan Saul, “Davut, oğlum, bu senin sesin mi?” diye sordu. Davut, “Evet, efendim kral, benim sesim” diye karşılık verdi, “Efendim, ben kulunu neden kovalıyorsun? Ne yaptım? Ne suç işledim? Lütfen, efendim kral, kulunun sözlerine kulak ver. Eğer seni bana karşı kışkırtan RAB ise, bir sunu O'nu yatıştırır. Ama bunu yapan insanlarsa, RAB'bin önünde lanetli olsunlar! Çünkü, ‘Git, başka ilahlara kulluk et’ diyerek, RAB'bin mirasından bana düşen paydan bugün beni uzaklaştırdılar. Ne olur, kanım RAB'den uzak topraklara dökülmesin. İsrail Kralı, dağlarda keklik avlayan avcı gibi, bir pireyi avlamaya çıkmış!” Bunun üzerine Saul, “Günah işledim” diye karşılık verdi, “Davut, oğlum, geri dön. Bugün yaşamıma değer verdiğin için sana bir daha kötülük yapmayacağım. Gerçekten akılsızca davrandım, çok büyük yanlışlık yaptım.” Davut, “İşte kralın mızrağı!” dedi, “Adamlarından biri gelip alsın. RAB herkesi doğruluğuna ve bağlılığına göre ödüllendirir. Bugün RAB seni elime teslim ettiği halde, ben RAB'bin meshettiği kişiye elimi uzatmak istemedim. Bugün ben senin yaşamına nasıl değer verdiysem, RAB de benim yaşamıma öyle değer versin ve beni her sıkıntıdan kurtarsın.” Saul, “Davut, oğlum, RAB seni kutsasın!” dedi, “Sen kesinlikle büyük işler yapacak, başarılı olacaksın!” Bundan sonra Davut yoluna koyuldu, Saul da evine döndü.

YouVersion, deneyiminizi kişiselleştirmek için tanımlama bilgileri kullanır. Web sitemizi kullanarak, Gizlilik Politikamızda açıklandığı şekilde çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz